top of page

Vergi Ziyaına Ve Yürütmenin Durdurulmasına İlişkin Almış Olduğumuz Kararlar

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
    Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
  • 22 Mar 2022
  • 4 dakikada okunur

DAVACI : XXXXXXXXX

VEKİLİ : AV. AHMET YÜKSEL

Atatürk Cad. Çınarlı Mah. 61030 Sk. Tören Apt. K:6 No:12 Seyhan /ADANA


DAVALI : XXXXXXX


DAVANIN ÖZETİ : Davacı şirket vekili tarafından, 30.09.2016 gün ve 6687 sayılı takdir komisyonu kararı esas alınarak 2012/8 dönem için salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin; müvekkili hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda tarhiyat önerilmediği halde takdir komisyonunun başkaca hiç bir inceleme ve araştırmada bulunmadan matrah takdir etmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek terkini istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ :Davacı hakkında 2011,2012,2013 yıllarına ilişkin faaliyetinin "sahte belge kullanma" ve "genel inceleme" yönünden sınırlı olarak incelendiği, davacının incelenen dönemlerde faaliyetinin olmadığının tespit edildiği ancak; mükellefiyetin sona erdikten sonraki dönemlerde haklarında sahte belge düzenlemekten dolayı tespitler bulunan mükelleflerin hesaplarına yüklü miktarda ödemeler gerçekleştirdiği, bu ödemeler de dikkate alınarak takdir komisyonunca dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Karar veren Şanlıurfa Vergi Mahkemesince, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

Dava, davacı mükellef hakkında 30.09.2016 gün ve 6687 sayılı takdir komisyonu kararı esas alınarak 2012/8 dönem için salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin terkini istemine ilişkindir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 10. maddesinin (a) bendinde; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmış, 29. maddenin 1. fıkrası (a) bendinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, 34/1.maddesinde; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, bu hususun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu bildirilmiş, 30/4. maddesinde; defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak saptanmasına olanak vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması nedeniyle ihticaca salih bulunmaması halinin re’sen takdir nedeni olduğu, bu durumda verginin vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından tespit edilen ve re'sen takdir olunan matrah veya matrah farkı üzerinden tarh edileceği belirtilmiş, 134/1. maddesinde ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.

Bu yasal düzenlemelerden, re'sen takdir edilecek matrahın inceleme elemanının soyut düşünce ve varsayımlarının yerine, inceleme sırasında tespit edilecek objektif verilerden hareketle, beyan harici bırakıldığı iddia edilen matrahın doğru ve gerçeğe yakın bir şekilde tespitinin şart olduğu açıkca anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı takdir komisyonunun veri olarak kullandığı davacı hakkında hazırlanan 20.05.2016 gün ve 2016-A-2466/10 sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden; davacının 28/04/2010 tarihinde gazlı yakıtlar ve ilgili ürünlerin toptan satışı faaliyeti yaptığı, bu faaliyeti ile ilgili mükellefiyetini 31/12/2010 tarihinde sonlandırdığı, davalı idarenin davacı mükellefin 2011,2012,2013 hesap dönemi faaliyetlerinin "genel inceleme" yönünden, 2012 hesap döneminin sahte fatura kullanma ve genel inceleme yönünden, 2010 hesap döneminin de sahte belge kullanma yönünden sınırlı olarak incelenmesinin istendiği, görev yazısının ayrıntısında, Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan XXXXXXX Ltd Şti, tarafından XXXXXXX'tan alınan Jet A1 yakıtlarının hava araçlarına girmediği, bu yakıtların organize bir şekilde piyasaya kaçak akaryakıt olarak sürüldüğü, belirtilen hesap hareketleri incelendiğinde farklı şahıs ve şirketlerden bu hesaplara ve bu hesaplardan başka hesaplara para transferi yapıldığı, bahse konu bu hesap hareketlerinin kaçak akaryakıt bedellerinin transferi olabileceği düşünüldüğünden davacı mükellef hakkında inceleme yapıldığı, Aksaray Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan XXXXXXXX Ltd Şti'nin akaryakıt kaçakçılığı faaliyetinde bulunduğu tespit edildiğinden davacı mükellefin de dönem hesabının sahte belge kullanma açısından incelenmesi gerektiği, Uray Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan M.Z.E.'ın banka hesaplarından para transferlerinin yatan ve çekilen olarak işlem yapıldığı tespit edilen şahıs ve kurumların hesaplarının da kayıtdışı hasılat yönünden incelenmesi gerektiği belirtilerek davacı mükellefin de 2012 yılı hesaplarının incelenmesi gerektiği, müfettiş tarafından davacı mükellefin ifadesinin alındığı, davacının verdiği ifadede; gazlı yakıtlar ve ilgili ürünlerin toptan satışı faaliyetini 31/12/2010 tarihine kadar yaptığını bu tarihten sonra herhangi bir mükellefiyet kaydının olmadığını, zahireciler borsasında akrabalarının yanında işlerine yardım ettiğini, M.Z.E., E.T., L.Ş. adlı kişileri tanımadığını, bu kişilerin hesabına kendi hesabından yatırılan paraların, yanında çalıştığı, işlerine yardım ettiği akrabalarının bu şahıslardan mal almasından dolayı hesabını kullandıklarını ifade ettiği, raporda müfettiş tarafından yapılan değerlendirmede, mükellefin 01/12/2010 tarihinde mükellefiyetini sonlandırdığı, mükellefin inceleme dönemi olan 2011,2012 ve 2013 yıllarında herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, vergi tekniği raporlarında incelenen mükelleflerin beyanlarında da davacı mükellefe mal sattıklarına dair bir kaydın bulunmadığı, ayrıca mükellefin para transferlerinin gerçekleştiği yıllarda akaryakıt sektörü ve bağlantılı sektörlerde çalıştığına dair bir tespitin yapılmadığı, mükellefin ifadesinden de bu sektörle bağlantılı olduğuna dair bir sonuca varılmadığı, tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde mükellefin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımı olduğuna ve para hareketlerinin kaçak akaryakıt bedellerinin transferleri olduğunu ortaya çıkaracak bilgi belge ve veriye ulaşılmadığı hususlarının tespit edildiği, matrahın takdiri için takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunun da vergi tekniği raporunu done olarak kabul ettiği, davacı mükellefin 2012/8 dönemindeki hesap hareketlerinde görülen miktarı matrah olarak belirlediği, belirlenen matrah üzerinden 2012/8 dönem için vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin tarh edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü iddialar ile vergi tekniği raporunda yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacı mükellefin hesabından E.T.'ın hesabına aktarılan 125.860,00.-TL tutarın takdir komisyonunca başkaca hiçbir araştırmaya ve incelemeye gerek görmeden olduğu gibi matrah olarak kabul edildiği, davacının ticari faaliyetine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı anılan vergi tekniği raporunda davacıya ait para hareketlerinin kaçak akaryakıt bedellerinin transferleri olabileceğine dair bir varsayımdan hareket edildiği, yine anılan raporda davacı ile incelenen diğer mükellefler arasında akaryakıt alışverişine ilişkin bir tespit bulunmadığı, ilgili mükelleflerin de davacıya akaryakıt satıldığına ilişkin bir beyanda bulunmadıkları görülmektedir.

Bu durumda, sırf para transferlerinden yola çıkılarak davacının akaryakıt ticareti yaptığından bahisle davacının matrah tespiti amacıyla takdir komisyonuna sevk edilmesinde ve adına cezalı tarhiyat yapılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, 15/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

XXXXXXXX

Üye

XXXXXXXX

Üye

XXXXXXXX




Commentaires


bottom of page