top of page

Vergi Ziyaına Ve Yürütmenin Durdurulmasına İlişkin Almış Olduğumuz Kararlar

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
    Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
  • 23 Mar 2022
  • 4 dakikada okunur

T.C.

ŞANLIURFA

VERGİ MAHKEMESİ


ESAS NO : 2015/530

KARAR NO : 2016/214


DAVACI : XXXXX

VEKİLİ : AV. AHMET YÜKSEL

DAVALI : XXXXX


DAVANIN ÖZETİ :Preseli pamuk toptan satış faaliyeti ile iştigal eden davacı tarafından; 2009/10,11 ve 12. dönemlere ilişkin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden sahte belge kullandığından bahisle indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin reddi suretiyle 2009/10. dönem için adına resen tarh olunan katma değer vergisinin, 2009 ve 2010 yıllarında XXXX isimli mükelleften tevkifatlı mal (preseli pamuk) alımı yaptığı, bu alışları nedeniyle firmaları hakkında herhangi bir inceleme yapılmaksızın hakkında olumsuz tespit bulunduğu gerekçesiyle özel esaslara alınarak haklarında vergi/ceza ihbarnamesi düzenlendiği, vergilendirme hatası yapıldığı belirtilerek kaldırılması istenilmektedir.


SAVUNMANIN ÖZETİ : Davanın usule yönelik olarak katma değer vergisi ile vergi ziyaı cezasının birlikte açılması gerektiği, tek olarak vergi ziyaı cezasının davaya konu edilmesi halinde idari davaya konu olabilecek icrai nitelik taşımadığı, esas yönünden ise, preseli pamuk toptan satış faaliyeti ile iştigal eden davacının, Şehitlik Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi olan XXXX hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda şirketin sahte ve muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge düzenleyicisi olduğunun tespit edilmesi nedeniyle adı geçen şirketten mal alışlarının olduğunun tespit edildiği, bunun üzerine davacının hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden söz konusu tarhiyatın yapıldığı, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle 1 kat vergi ziyaı cezası kesildiği, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Karar veren Şanlıurfa Vergi Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, preseli pamuk toptan satış faaliyeti ile iştigal eden davacı tarafından; 2009/10,11 ve 12. dönemlere ilişkin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden sahte belge kullandığından bahisle indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin reddi suretiyle 2009/10. dönem için adına resen tarh olunan katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 134. maddesinde; vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilmiştir. Kanunun 30. maddesinde ise; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunacağı, 341. maddesinde de; vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi şeklinde tanımlanmış olup, 344. maddesinde ise; 359. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, ziyaa uğratılan verginin 3 katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin 1/a bendinde; mükelleflerin yaptıkları vergiyi tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, 34. maddesinin 1. bendinde ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır.

Anılan kanun maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, mükelleflerin faaliyetleriyle ilgili olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili olarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini indirim konusu yapabilmeleri için, gerçekleşmiş teslim ve hizmetler için bir katma değer vergisi ödemesinin yapılmış olması, yani indirim konusu belgelerin yanıltıcı nitelikte olmaması gerekmektedir. Kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmek suretiyle katma değer vergisi indirim konusu yapılan faturaların gerçeği yansıtmadığının ispat ve kabulü halinde, bu defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığı ve vergi matrahının idarece resen takdir edileceği açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; preseli pamuk toptan satış faaliyeti ile iştigal eden davacı şirketin 2009/10,11 ve 12. dönemlere ilişkin olarak hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 23/12/2013 tarih ve 2013-A-3348/43 sayılı vergi inceleme raporunda, mal alımı yaptığı XXXX isimli mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu dikkate alınarak, adı geçen kişiden 2009 yılında kullandığı faturaların sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine söz konusu sahte faturalara isabet eden KDV indiriminin reddi suretiyle yapılan dava konusu 2009/10. dönemi için katma değer vergisinin re'sen tarh edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Mahkememizin 21/01/2016 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevabi yazı ve ekleri birlikte incelendiğinde; XXXX hakkında 21/12/2013 tarih ve 2013-A-2193/7 sayılı vergi tekniği raporu düzenlendiği, adı geçen mükellefin 12/08/2009 tarihinden bu yana faal olduğu, 31/12/2012 tarihi itibariyle re'sen mükellefiyetinin terk ettirildiği, komisyon geliri elde ettiğinden bahisle hakkında düzenlenen rapora istinaden takdir komisyonu tarafından matrah takdiri yapılmak suretiyle tarhiyat yapıldığı, yapılan tarhiyatlardan görülmekte olan davayı ilgilendiren 2009/10. dönemine ait vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin tarhiyatın Gaziantep 1. Vergi Mahkemesi'nin E:2013/1332 sayılı dosyasında dava konusu edildiği, adı geçen mahkemenin 12/12/2014 tarih ve K:2014/1605 sayılı kararı ile "... davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu uyarınca davacının faaliyete başladığı tarihten itibaren düzenlediği tüm müstahsil makbuzları ile faturaların sahte olduğu kabul edilmişse de; davacı mükellefin faaliyetinin olmadığına ilişkin 11.01.2013 tarihli işyeri bekçisi nezdinde yapılan yoklama haricinde herhangi bir tespitin olmadığı, davacının mal alıp sattığı mükellefler nezdinde yapılan karşıt incelemede sadece 2009 yılında mal aldığı bir mükellef hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğuna ilişkin tespit bulunduğu, diğer mükellefler hakkında davacı ile aralarında yapılan alım ve satımların gerçek olmadığına ve söz konusu mükelleflerin sahte belge düzenleyicisi olduklarına ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında sahte olduğu belirtilen davacıya ait 18 adet müstahsil makbuzunun yapılan aramada ele geçirilmesi hususunun da davacı mükellefin faaliyete başladığı tarihten itibaren düzenlediği tüm müstahsil makbuzları ile faturaların sahte olduğu sonucunu doğurmayacağı, dolayısıyla davacı mükellefin düzenlediği tüm müstahsil makbuzları ile faturaların sahte olduğu konusunda yeterli tespit bulunmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, dosyanın halen Danıştay nezdinde temyiz incelemesinde olduğu görülmektedir.

Davacı hakkındaki tarhiyatın dayanağı olan söz konusu tarhiyata karşı Gaziantep 1. Vergi Mahkemesi'nin 12/12/2014 tarih ve E:2013/1332, K:2014/1605 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, anılan kararın gerekçesi mahkememizce de uygun bulunarak, anılan kararla kaldırılan tarhiyata bağlı olarak yapılan dava konusu resen tarhiyatta hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava konusu KDV tarhiyatının kaldırılmasına, aşağıda dökümü yapılan 100,75.-TL yargılama giderleri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.000,00.-TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra Mahkememizce davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay Başkanlığı nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Vekili

XXXX

Üye

XXXX

Üye

XXXX






Comments


bottom of page