Vergi Ziyaına Ve Yürütmenin Durdurulmasına İlişkin Almış Olduğumuz Kararlar
- Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
- 23 Mar 2022
- 3 dakikada okunur
T..C.
GAZİANTEP
2. VERGİ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/577
KARAR NO : 2014/1225
DAVACI : XXXXX
VEKİLİ : AV. AHMET YÜKSEL
DAVALI : XXXXX
DAVANIN ÖZETİ : Davacı şirketin özel esaslardan çıkarılarak genel esaslara alınma istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin 25.02.2014 tarih ve 1541 sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu, davacı şirketin özel esaslara alınmasına gerekçe olarak XXXX isimli mükellef hakkında hakkında düzenlenen 21.02.2013 tarih ve 2013-A-2193/7 sayılı vergi tekniği raporunda bu mükellefin düzenlediği faturaların sahte olması ve bu mükelleften alınan faturaların kullanılması hususunu gösterildiği, ancak söz konusu mükelleften alınan faturaların sahte olduğunun bildirilmesi üzerine düzeltme beyannamesi verilerek bu faturaların indirimlerden çıkarıldığı, mükelleflerin bilmeden sahte fatura kullanmak nedeniyle özel esaslara tabi tutulmayacağına dair çeşitli Danıştay kararlarının olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : XXXX isimli mükellef hakkında hakkında düzenlenen 21.02.2013 tarih ve 2013-A-2193/7 sayılı vergi tekniği raporunda ortaya konulan tespitler uyarınca davacı şirketin genel esaslara alınma talebinin reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi düzeltme beyannamesi verilerek sahte faturaların indirimlerden çıkarılması husunun genel esaslara alınmayı gerektirmediği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Gaziantep 2. Vergi Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin özel esaslardan genel esaslara alınma istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 25.02.2014 tarih ve 1541 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
T.C. Anayasası'nın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyetini” düzenleyen 48 inci maddesinin 2 nci fıkrasında; devletin, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı, “çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 49 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında; devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı, “Vergi Ödevi “ başlığını taşıyan 73 üncü maddesinin 3 ncü fıkrasında da; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı değiştirileceği veya kaldırılacağı belirtildiğinden bu hükümlere göre devletin çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri yapması ve buna dair tedbirleri alması bir görev iken, çalışmanın, çalışanlar açısından bir hak ve ödev olduğu, gerek bu alanda yapılacak düzenlemelerin, gerek çalışma hayatının bir sonucu olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili düzenlemelerin Yasa ile yapılması zorunlu olup dayanağını Anayasaya uygun olarak çıkarılmış olan bu Kanunlardan almayan düzenlemelerle bir takım hak ve yükümlülükler getirilemeyeceği muhakkaktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının emtia satın almış olduğu mükellef hakkında hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda bu mükellefin düzenlediği faturaların sahte olmasından ve davacının söz konusu mükellef tarafından düzenlenen faturaları kullanmasından bahisle özel esaslara alındığı, bunun üzerine davacı tarafından bahse konu faturalar içeriğinin düzeltme beyannamesi verilerek indirimlerden düşülmesi sonrasında özel esaslardan çıkarılarak genel esaslara alınma istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin ve bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamların mükellefleri bu şekilde kategorize edebilmelerine olanak sağlayan hiçbir yasal düzenleme olmadığı gibi, Anayasa’da da buna izin veren bir kural bulunmamaktadır. Bu şekilde yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflama, vergi barışını bozucu etki yapacağı gibi, Anayasa’da güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine de aykırılık teşkil edecektir.
Dolayısıyla, yasal dayanağı olmadan, hukuka aykırı bir biçimde idarenin kendi içinde oluşturduğu bir sınıflama ile davacının özel esaslara alınmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının genel esaslara geçme istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair dava konusu işlemde de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davacı şirketin özel esaslardan genel esaslara alınma istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 25.02.2014 tarih ve 1541 sayılı işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 108,00.TL yargılama giderinin ve 750,00.TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine, artan posta avansının kararın kesinleşmesi sonrasında davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 31/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
XXXX
Üye
XXXX
Üye
XXXX
Comments